BÖLÜM 26
              
            
            
              
                1082
              
            
            
              
                GTTT 2016
              
            
            
              ronların olfaktör bulbtan hipotalamusa göçünde bozukluk
            
            
              sonucunda meydana gelir.
            
            
              
                Konjenital GH eksikliği
              
            
            
              izole
            
            
              hormon eksikliği vakalarının 3’te 1’inde görülür.
            
            
              Kitle lezyonlarının eşlik etmediği
            
            
              
                edinsel hipopituita-
              
            
            
              
                rizm
              
            
            
              kafa travmasına bağlı beyin hasarı,  kranial radyoterapi,
            
            
              hipofizer cerrahi, ensefalit, hemokromatozis, otoimmünite,
            
            
              koroner arter bypass sonucu görülebilir. Orta-ağır travma-
            
            
              tik beyin hasarından sonra hastaların %25-30’unda ve anev-
            
            
              rizmal subaraknoid kanamadan sonra yaklaşık %55’inde en
            
            
              az bir hipofiz hormon eksikliği ortaya çıkar. İskemik stroke
            
            
              hastalarının 3’te 1’inde değişik derecelerde hipopituitarizm
            
            
              görülebilirse de sıklıkla GH eksikliği ve hipogonadotropik
            
            
              hipogonadizm meydana gelir. Adrenal kortikal karsinoma-
            
            
              da kullanılan mitotan, TSH sekresyonunu  süpresse edip ge-
            
            
              riye dönüşümlü sekonder hipotiroidiye neden olabilir. Ek-
            
            
              sojen kullanılan kortikosteroidler (parenteral, oral, inhaler
            
            
              veya topikal) ACTH sekresyonunu baskılayıp fonksiyonel
            
            
              izole sekonder adrenal yetersizliğe yol açabilir.
            
            
              
                Fonksiyonel hipopituitarizm
              
            
            
              normal yaşlanmayla
            
            
              beraber değişik derecelerdeki GH eksikliğine bağlı olarak
            
            
              meydana gelebilir. Benzer olarak yaşla beraber erkekler-
            
            
              de hipogonadotropik hipogonadizm görülebilir. Serum
            
            
              serbest testosteron düzeyleri hafif düşük veya referans
            
            
              aralığın alt sınırına yakın seyrederken FSH, LH değerleri
            
            
              normal seviyede görülür. Obezite değişik derecelerde GH
            
            
              eksikliği ve erkeklerde hipogonadotropik hipogonadizme
            
            
              neden olmakta ve bu durum yeterli kilo kaybıyla düzel-
            
            
              mektedir. Hipotalamik amenore  sıklıkla aşırı emosyonel
            
            
              veya fiziksel stres, kalori kısıtlanması veya yeme bozuklu-
            
            
              ğu veya aşırı egzersiz yapan kadınlarda meydana gelmek-
            
            
              tedir. Hipogonadotropik hipogonadizm aynı zamanda ağır
            
            
              hastalık, alkolizm, opioid analjezikler, anabolik steroidler,
            
            
              kortikosteroid kullanımına bağlı veya endojen aşırı kor-
            
            
              tizole bağlı Cushing sendromu; hiperprolaktinemi (ilaca
            
            
              bağlı veya spontan olarak); anoreksiya nervoza ve malnut-
            
            
              risyona bağlı olarak meydana gelebilir.
            
            
              
                ►
              
            
            
              ►
            
            
              
                Klinik Bulgular
              
            
            
              
                A. Semptomlar ve Bulgular
              
            
            
              
                1. GH eksikliği−
              
            
            
              
                Konjenital GH eksikliği
              
            
            
              tipik olarak
            
            
              yenidoğanda hipoglisemi, çocukluk çağında boy kısalığı
            
            
              mevcuttur.
            
            
              
                Edinsel GH eksikliği
              
            
            
              oldukça sık görülür. Hipofizer
            
            
              GH salgılayan somatotrop hücreler radyoterapi, kompres-
            
            
              yon veya travmaya bağlı hasara oldukça duyarlıdır. Bu ne-
            
            
              denle GH eksikliği eşzamanlı veya yıllar sonra görülecek
            
            
              diğer hipofiz hormon eksikliklerinin habercisi olabilir.
            
            
              Aynı zamanda diğer hipofizer hormon eksiklikleri mev-
            
            
              cutken büyük olasılıkla GH eksikliği de mevcuttur.
            
            
              GH eksikliği derecesine bağlı olarak klinik bulgular
            
            
              değişkenlik gösterebilir. Erişkinlerde hafif-orta düzeyde
            
            
              santral obeziteye neden olma eğilimindedir, fiziksel ve
            
            
              ruhsal enerji azalır, konsantrasyon ve bellek bozulur ve
            
            
              depresyon gelişebilir. Etkilenen hastalarda kas ve kemik
            
            
              kitlesi de azalabilir. LDL kolesterol artar ve egzersizle  kar-
            
            
              diyak output azalmıştır.
            
            
              
                Laron sendromu
              
            
            
              otozomal resesif bir bozukluktur ve
            
            
              başlıca GH reseptör genindeki mutasyonlar ile ilişkilidir.
            
            
              Bu mutasyon GH’ye karşı direnç gelişmesine ve ağır IGF-1
            
            
              eksikliğine neden olur ve kısa boy (cücelik) ile sonuçlanır.
            
            
              Etkilenen kişilerde alın öne çıkıktır, burun köprüsü çökük-
            
            
              tür, mandibula küçüktür ve santral obezite vardır. Yinele-
            
            
              yen hipoglisemik ataklar olabilir. GH’ye kısmi direnç, La-
            
            
              ron sendromu özellikleri bulunmadan idiopatik kısa boy
            
            
              ortaya çıkmasına neden olabilir.
            
            
              
                2. Gonadotropin eksikliği
              
            
            
              −
            
            
              Bu durum ayrıca hipogona-
            
            
              dotropik hipogonadizm olarak da bilinir. Gonadotropin
            
            
              eksikliği, hipogonadizm ve infertiliteye neden olan LH ve
            
            
              FSH eksikliğini içerir.
            
            
              
                Kongenital gonadotropin eksikliği
              
            
            
              pubertal gelişi-
            
            
              min kısmi veya tam olarak oluşmamasıyla karakterizedir.
            
            
              
                İzole hipogonadotropik hipogonadizm
              
            
            
              in tahmini preve-
            
            
              lansı erkeklerde 1/4000 ile 1/10.000 arasındadır. Kadınlar-
            
            
              da daha az görülmektedir. Etkilenen bireylerin %58’inde
            
            
              koku duyusu tamamen normaldir. Koku almada azalma
            
            
              veya koku alamama (
            
            
              
                Kallmann sendromu
              
            
            
              ) %42 oranında
            
            
              görülür. Hipogonadizmli hastaların koku alma duyuları-
            
            
              na  bakmaksızın %25’inde  anormal genitalia (küçük fal-
            
            
              lus, kriptorşidizm), %28’inde renal anomaliler, %50’sinde
            
            
              orta hat kraniofasiyal defektler (yarık dudak,yarık damak,
            
            
              yüksek damak, nazal kıkırdak yokluğu, dental agenezi, hi-
            
            
              pertelorizm) %42’sinde nörolojik defisitler (kognitif prob-
            
            
              lemler, bimanuel sinkinezis, serebellar ataksi, okulomotor
            
            
              disfonksiyon, renk körlüğü, sensorinöral işitme kaybı),
            
            
              kas-iskelet malformasyonları (pectus excavatus, sindak-
            
            
              tili, klinodaktili, kamptodaktili) görülmektedir.Etkilenen
            
            
              bazı kadınlarda menarş sonrası sekonder amenore izlen-
            
            
              mektedir. Bazı hastalarda aynı zamanda X’e bağlı kalıtım
            
            
              gösteren konjenital adrenal hipoplazi mevcuttur.
            
            
              
                Konje-
              
            
            
              
                nital adrenal hipoplazi
              
            
            
              bulunan çocuklardan sağ kalan-
            
            
              lar hipogonadotropik hipogonadizm nedeniyle genellikle
            
            
              ergenliğe giremezler bununla beraber yetişkin erkeklerde
            
            
              hipogonadotropik hipogonadizm ve adrenal yetersizlik tek
            
            
              bulgu olabilir.
            
            
              
                Prader-Willi sendromlu
              
            
            
              hastalarda hipogonadizm
            
            
              hem hipopituitarizm hem de kriptorşidizm bulunan erkek
            
            
              çocuklardaki primer hipogonadizm gibi değişken özellik-
            
            
              ler gösterebilir. Prader-Willi sendromundaki diğer özel-
            
            
              likler mental retardasyon, boy kısalığı, hiperfleksibilite,
            
            
              otonomik  disregülasyon ve iştah artışına bağlı obezitedir.
            
            
              
                Tablo 26-1.
              
            
            
              Hipofiz hormonları
            
            
              
                Ön hipofiz
              
            
            
              Büyüme Hormonu (GH)
            
            
              1
            
            
              Prolaktin (PRL)
            
            
              Adrenokortikotropik hormon (ACTH)
            
            
              Tiroid Uyarıcı Hormon (TSH)
            
            
              Luteinize edici Hormon (LH)
            
            
              2
            
            
              Folikül uyarıcı hormon (FSH)
            
            
              
                Arka hipofiz
              
            
            
              Arginin vazopressin (AVP)
            
            
              3
            
            
              Oksitosin
            
            
              1
            
            
              GH insan plasenta laktojenine (hPL) çok benzer
            
            
              2
            
            
              LH insan koryonik gonadotropin hormonuna (hCG) çok benzer
            
            
              3
            
            
              AVP antidiüretik hormon (ADH) ile özdeştir